OD (İLETİŞİM EVRENİ)

Sosyal Medya'da Bu İçeriği Paylaş!

Facebook
Twitter
WhatsApp

OD (İLETİŞİM EVRENİ)

Murat Tan


sonsuzluğun kuytusunda akar durur altuni bir dere
aldanma akrep ve yelkovandan müteşekkil bu neştere
yıllar ki illüzyondur zaman dediğin sessiz bir testere
gel ey saki biz seni ezelden yazdık bu gizli deftere
bu defter ki şol evrenin kızıl tamburasında saklıdır
bir ucu kaf dağında bir ucu ‘ayn şın kaf’ ile yakılıdır…

Yazımın başında kaleme aldığım bu şiiri, sonsuzluğun kuytusunda değişen ve dönüşen ‘İletişim Evreni’ne dipnot olarak tamamen okuyucunun algı dünyasına bırakıyorum.
Zira ‘Od’ dediğimiz yani kelime anlamı olarak baktığımızda ‘Ateş’ de esasen Dünya tarihinde ilk kez uzaktan uzağa iletişimin fitilinden doğan dumana da bir atıftır!
Ayrıca bununla birlikte günümüzde eskiye nazaran değişen ve dönüşen ‘İletişim Evreni’, artık esaslı bir ‘Ateşten Gömlek’ ile de eş değer. Yani sosyal medya hesabımızda yazdığımız en ufak bir kelime dahi eğer gönderme kapsamındaysa artık bir çok kişinin dikkatini çekecek mahiyette önem arzedebiliyor!
Hal böyleyken, biz profesyonel iletişimciler içinse kaliteli içerik üretmek eskisine nazaran daha zahmetli.
Çünkü ciddi anlamda baktığımızda, karşımızda geniş yelpazede içeriğe kolaylıkla ulaşabilen ve aynı zamanda da sosyal medya aracılığıyla içerik üretebilen kitleye, doğru ve en yalın haberi anında aktarıp etkileşim oluşturabilmek gibi ince bir meseleyle karşı karşıyayız.
Gelelim esas konumuza;
Günümüzde artık üniversitelerde adına ders verilen ‘Yeni Medya’yı aslında ‘Dijital Medya’ olarak nitelendirmek daha doğru olacaktır.
Hatırlanacağı üzere çok değil, son 30 yıllık süreçte teknolojik gelişmeler ve buluşlar ışığında gazetecilik de büyük bir değişim ve dönüşüm yaşadı. Eskiden olayları anlık olarak iletecek mekanizma yoktu. Artık haberler anlık olarak aktarılabiliyor ve ayrıca dijital medya, görüntülü haberin önemini de tamamıyla ön plana çıkardı.
Şu da unutulmamalıdır ki; Kara propaganda ve yalan haber dijital çağ öncesinde de vardı ve dijital çağla birlikte de devam ediyor. Geçmiş dönemlerden de örnek verecek olursak; 1970’lerde ülkemizde Amerikan ekolüne dönük film yıldızlarına ilişkin asparagas haberler yapılıyordu ve doğruluğu ne yazık ki tam manasıyla sorgulanamıyordu. Dijital medyada da geldiğimiz noktada bakarsak asparagas haber üretilmeye devam ediyor.
Örneğin çok uzak değil dün kadar yakın zaman bir dilimi kapsamında, Aydın’daki bir çok üst düzey isim de tüm arşivleri A’dan Z’ye detaylıca taradığımızda bu asparas haberlerin kurbanı olarak itibar suikastına dönük ele alınabilmiştir!
Hatırlanacağı üzere, asparagas haberlerin eskiden etkisi daha azdı ancak günümüzde herkes akıllı telefona sahip olduğu için bu tür haberlere ulaşılması daha kolay. Haliyle dijital medya, hukuki yaptırım konusunda net olarak tanımlanamadığı için bu tür itibar suikastları noktasında etkin kullanılan bir mecra olma konusunda da eşsiz bir meta niteliği taşıyor!
Bununla birlikte toplumun habercilik anlayışına dönük baktığımızda endüstri devriminden sonra köyden kente göç arttığı için okuma yazma oranı artsa da derinliğine düşünce üretmekten yoksun bir kitle de karşımızda öylece duruyor.
Esasen altını önemle çizmek isterim ki; Tüm yerküre genelinde olduğu gibi toplumumuzun şiddet ve cinsellik bazlı haberlere daha çok ilgi gösterdiği apaçık ortadadır.
Yani bir haber sitesine pik yaptıran, daha çok okutturan fikir bazlı değil asayiş temelli haberlerdir! Bu demek oluyor ki; İnsanlık dün olduğu gibi bugün de ortalama bir zekayla okuma kültürüne sahiptir!
Bu bakımdan ele aldığımızda da toplumun aydınlanması için kullanılması gereken medya, esasında tamamen birilerinin (!) manipülasyon ve kontrol amacına da doğrudan doğruya hizmet etmektedir.
Anayasaya göre halkın haber alma özgürlüğü vardır ancak şu bir gerçek ki dijital medya global güç odaklarının kontrolündedir.
İnsanlık, ‘Turning Point’ yani dönüm noktası olarak nitelendirilen süreçlerden geçti. Örneğin ateşin bulunması ve hayvanların evcilleştirilmesi dönüm noktalarıdır. Günümüzdeki dönüm noktalarından olan Dijital Medyanın bizi nereye götüreceğiyse ne yazık ki tam olarak kestirilemiyor.
Bu nedenle ‘Dijital Medya’nın en büyük riski de siber saldırılara maruz kalma durumudur. Baktığımızda Almanya gibi gelişmiş devletler de bu nedenle defter tutmaya devam ediyor. Bu noktadaki riski göz ardı edebilmemiz mümkün değilken ‘Gazetecilik’ açısından arşivciliğin büyük önem taşıdığı da ortadadır!
Genç meslektaşlarımıza tavsiyemiz; Mesleki tecrübe anlamında, küçük deneyimler kazanarak sektörde ana akım ya da yerel medya demeden ilerlememiz gerektiğini asla unutmamaları ve daima gelişime açık olmalarıdır.

  1. Yüzyıl, ‘İletişim Çağı’nın yarınlardaki mihenk taşı bir yüzyıl olacaktır.
    Bu yüzyıl, bilimsel veriler ışığında bakıldığında eğer ‘Dünya’ çapında savaşsız bir yüzyıl olarak çağını sürdürebilirse gelecek yüzyılda hayvanların dahi dilinin çözülebileceği bir yüzyıldır.
    ‘İletişim’in bilimsel paydada da zirveyi göreceği bu yüzyılda ‘Genç İletişimci’ kardeşlerimize çağrımız, üniversitedeki entelektüel bilgi yığınının yanı sıra Aydın Gazeteciler Cemiyeti’ne gelip sahada aktif olarak bu işi yapan büyüklerinin öngörüleriyle de mesleklerine daha da sımsıkı sarılmaları ve sahiplenmeleridir!
    Tüm bu duygu ve düşüncelerle tüm meslektaşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, sağlık ve mutluluk içinde meslek azmiyle dolu dolu nice yıllar diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir